9 Nisan 2020 Perşembe

İlk Deneme

Merhaba,
Oldukça uzun zamandır kendim için yazdığım yazıları eş, dostla da paylaşmak fikri kafamda vardı ama cesaret edemiyordum. Covid19 Pandemisi'yle birlikte, eve kapanınca 'yapacak yeni bir şey' arayışımın bir sonucu olarak, eski moda'ya 2020 yılında uymaya karar verebildim sonunda..

Denemeler yazmaya çalışıyorum elimden geldiğince.. Buraya ne zaman ne yazarım çok bir şey tasarlamadım kafamda, ama elimden geldiğince burayı diri tutmaya çalışacağım. Öncelikli amacım çok insana ulaşmak değil kesinlikle. Ünlü Türk düşünürü(!) Ayşe Arman'ın kitabının adı gibi ''Kimse Okumazsa Ben Okurum'' diyerek, önce kendim için yazacağım, ama okunursa, ve geri dönüş (feedback u know!) alabilirsem çok mutlu olurum tabi.. Bu arada, şimdi düşününce, hatuna bok attık ama, bir şekilde etkilemiş, aklımda yer etmiş kadının kitabının ismi...


Şu içinden geçtiğimiz acayip dönemde, bugünleri ileride nasıl hatırlayacağımızı çok düşünür oldum.. Ama sanıyorum ki,  yarın hayat normale dönse,bu balık hafızamızla en fazla 3 ay konuşuruz bu günleri..

Nereden duyduğumu hatırlamıyorum, gerçekliği var mı onu da bilmiyorum gerçi ama, ülkelerin toplumsal hafızasıyla ilgili bir araştırma yapılmış, örneğin Özgürlük Anıtı'na bir saldırı yapılsa ABD'lilerin kendine gelmesi 1 seneyi geçerken, İngiltere'deki Big Ben saat kulesine benzeri bir saldırıda, İngilizlerin normale dönmesi 1,5 seneyi buluyormuş.. ''Türkiye'de böyle sembolik bir binaya saldırı olsa, 4 ay içerisinde hayat tekrar normale döner'' diye bir sonuca ulaşmışlar.. Dediğim gibi; yöntemi, bilimselliği, gerçekliği nedir bilmiyorum fakat çok da şaşırtıcı gelmemişti bana duyduğumda.. Yani şu acayip dönemi de, bundan 1 sene sonra ne kadar konuşuyor oluruz kestiremiyorum..

Bir çoğunuzun bildiği gibi, eşim Kronik Böbrek Yetmezliği hastası olması sebebiyle haftanın 3günü Diyaliz Tedavisi görüyor, ve bunu aksatma gibi bir imkanı yok. Bu sebeple, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri korunaklı bir şekilde evden çıkıyor.. Onun sağlığına ekstra dikkat etmemiz gerektiği için, ben mümkün olduğunca evden çıkmamaya çalışıyorum. Fakat,  Onun kalabalığa karışmaması gerektiğinden, market vb. ihtiyaçlarımız için de ben dışarı çıkmak durumunda kalıyorum. Bu sefer, kafamda ''ulan acaba taşıyor muyum'' diye kaygılar baş gösteriyor. Salak, çözümsüz bir kısır döngüye düştük yani.. Eve kapanmam gerekiyor, ama dışarıdaki işleri de benim halletmem gerekiyor.. iki ucu Covid'li değnek.. 


Tüm dünyadaki Sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunların, müreffeh(!) ülkemizde ne boyutlarda olduğunu hepimiz görüyoruz.. Çocuğunu kapıdan görüp, ona sarılamayıp ağlayan doktorun videosu gözümün önünde halen.. Hali hazırda, resmi bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmemesi sebebiyle, işini kaybetmek gibi bir lüksü olmayan çalışanların, can korkusuyla işe gitmek zorunda kaldığı bir dönemde, şikayet etmemem gerektiğini, özlediğim şeyleri yapabileceğim günlerin geleceğini biliyorum. Tanımadığı insanları iyileştirmek için ölüm riskiyle çalışan doktorlar, hemşireler, temizlik personelleri varken, 'Küpeli Meyhane'ye gidip 2 kadeh rakı içemedim' diye ağlayacak halim yok.. Ama çok özledim 'rutin'lerimi gerçekten.. 


Özellikle dostlarımdan, Kardeşlerimden ayrı kalıyor olmak çok yorucu gelmeye başladı. Bedenen bu kadar dinlendiğim, ama ruhumun bu kadar yorgun düştüğü başka bir dönem çok hatırlamıyorum. 6 sene çalıştığım işimden, küt diye istifa ettiğimde de müthiş bir fiziki dinlenme sürecine girmiş, 'şimdi ne bok yiyeceğim acaba?' kaygısıyla boş oturduğumda bile, yükümü atmış olmanın rahatlığını hissediyordum.


Şimdiyse, ebeveynlerimin yaşları itibariyle, eşimin mevcut durumu sebebiyle sürekli hastalık tehdidini hissederken, bunalımlarımı paylaşacağım dostlarıma, ''günlük hayatın kaygılarından uzaklaşarak, düşünmeye daldığım'' Kardeşlerime ihtiyaç duyuyorum. WhatsApp'tan yaptığımız görüntülü konuşmalar, çeşitli kanallardan yapılan 'online' sohbet oturumları iyi gelse de, aynı masada oturmak, dokunabilmek, varlığı gerçekten hissetmek gibisi yok.. 


Geçtiğimiz günlerde, en yakın akrabalarımızdan birinden yediğimiz olağanüstü büyük bir kazığın ardından yazmıştım; 'Akrabalarımızı seçemiyoruz, ancak Dostlarımız iyi ki varlar' diye.. Ben bu konuda kendimi dünyanın en şanslı insanlarından biri sayıyorum. Hem çok sayıda arkadaşım, ve gerçek dostlarım var, hem de her daim yanımda olduğunu bildiğim, 'birbirimize candan bağlı olduğumuz kardeşlerim varlar.. Daima var olsunlar!.. 


Dilerim ki, sağlıklı günlerde, bugünleri unutmadan, ama takılıp da kalmadan yeni hayatımıza, yeni 'normal'imize başlar, yeni 'rutin'ler edinebiliriz. 


DİLERİM ÖYLE OLUR... 


bay.berkay

09.04.2020



Not : Bu ilk Blog yazımı hazırlarken, fonda Spotify'da takip ettiğim Melancholica Electronica isimli çalma listesi vardı.. Bana çok iyi geldi.. Meraklısı için, buyursunlar..














17 yorum:

  1. Eline sağlık kardeşim, devamını dilerim. En kısa sürede normal günlerde görüşmek üzere, EUM yanımızda olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeşim teşekkür ediyorum vakit ayırdığın için.. Hepimize sağlık diliyorum!

      Sil
  2. "Yahu bugünleri gerçekten birisi kaleme almayacak mı?" derken tabi ki ilk proaktif adımın senden gelmesine hiç şaşırmadım ve aşırı sevindim. Bol üretmeli günlere devam. Takipteyiz! Görsele de ayrıca bayıldık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum, destekleyen, teşvik edenlerden birisin.. Yazıda emeğin var :))

      Sil
  3. Seninle sohbet etmek zaten çok keyifliydi birde buna yazılarını,duygularını,düşüncelerini okuyabilme keyfinin kapılarını bize açtığın için teşekkürler canım Berkay'ım.. Devamını bekliyorumm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Çok teşekkür ederim! Sağlıklı günlerde, güzel konular hakkında sohbet edebildiğimiz günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle...

      Sil
  4. Biz de seninle gönlümüzü tazeliyoruz Kardeşim. Elbet güneşli güzel günler gelecek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaman ayırdığınız çok teşekkür ediyorum Reha abicim,

      Sil
  5. Biz de seninle gönlümüzü tazeliyoruz Kardeşim. Elbet güneşli güzel günler gelecek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaman ayırdığınız çok teşekkür ediyorum Reha abicim,

      Sil
  6. Berkayyy.. hadi hemen yaz bi sonraki yazini diyorum..ben pek sevdim, müptelasi olasim var blogunun..yalniz bi elimi yikim gelim..kargocu geldi malum..operim

    YanıtlaSil
  7. Telefonda konuşuyormuşuz gibi okudum, klavyene sağlık. Aslında kendimizi "ulan bu adamlar ne buluyorlar bu kadar konuşacak" laflarına inat konuşurken ve her sohbetimizde farkında olmadan birşey öğrenir buluyoruz.

    Umarım günümüzü feyz almaya koşarak, Corona sonrası bıraktıgımız yerden devam edeceğimiz şekilde motive olarak geçiririz.

    Selamlar,

    YanıtlaSil

Diyaliz, Organ Nakli, Hayatımızın son hali...

2008 yılında, üniversiteyi bitirdikten çok kısa bir süre sonra tanıştım Sezi’yle. Gerçek bir tanışma değildi esasen… Şu an ‘su içtim, nefes ...